14 Temmuz 2010 Çarşamba

bizim aile



''bizler birbirimizi seviyoruz. biz bir aileyiz. biz güzel bir aileyiz.''



12 Temmuz 2010 Pazartesi

Hayırlı bir iş



Evlilik kurumunun inşasından önce yerine getirilmesi gereken şartlardan biri. Evet evet kız istemekten bahsediyorum. Yöreye göre değişiklik gösterir.


Erkek ailesi çikolata, çiçek yaptırır. Genellikle talibinin kahvesine tuz koymak da adettendir.
Sonra erkek babası sadede gelir...

Devam edemiycem lan. Tamam ritüeller böyledir işte. böyle olmasına böyledir elbette ama ben heyecanlıyım arkadaş. Bu iş böyle ritüellerle, dandik filmlerin kız isteme sahneleriyle olacak iş değilmiş. Ne yapalım kardeşim okkalı bir kız isteme sahnesi çekildi de biz mi izledik. Benim bildiğim en iyi kız isteyen adam vecihi'ydi düşün halimi.

Neyse ben giderim bana bol şans dileyin bol dua edin.

11 Temmuz 2010 Pazar

srebrenica soykırımı


Avrupa’da ikinci dünya savaşı’ndan sonraki en büyük trajedi olarak nitelendirilen srebrenitsa katliamının üzerinden 15 sene geçti. Burnu kanasa dünyayı ayağa kaldıranlar susuyor. 15 yıl önce bugün bir ırk soykırıma uğradı. Bu insanlık dışı hadise çağdaş batı medeniyeti'nin "dişsiz mi bir insan o''nu kardesleri yerdi" diyen büyük şair akif''i haklı çıkarmasının kanıtlarındandır. Şimdi maalesef bize de her sene bu utancı hatırlamak kalıyor.

Allah hepsine rahmet eylesin.

10 Temmuz 2010 Cumartesi

Süleyman Turan Abimiz

Güven duyulan insan rollerinin hakkını veren büyük oyuncu. Repliğinin dışında birşeyler anlatmaya çalıştıgını görürsünüz gözlerinde. Anlatmaya çalıştıkları neler midir? dostluk, sıcaklık vefa gibi güzel hasletlerdir.

Türk sinemasında hakkının bir türlü teslim edilmediğine inandığım için seveni olarak içim bir hayli buruk aslında. Usta ise gönlü ferah olsun ki sinema adına müthiş bir oyunculuk bırakmıştır.

iyi ki varsın.

Yakışıklı adamın can yoldaşıdır Süleyman Turan. Gökhan Güney'e bile dostluk ettiği bir filmine rastlamıştım.

Oynadığı filmlerde adamlar hep Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit veya Filiz Akın gibi güzel kadınlarla aşk yaşarken -ya da yaşamaya tesebbüs ederken- süleyman abimiz bir köşede yalnızdır. Yalnızdır fakat aşıklara öğütler verir dert ortağı olur onların. Dert ortağı olmakla da kalmaz. Gerekirse canını bile verir dostları için. Namus timsalidir. Mahallenin ağır abilerindendir süleyman turan. Arkadaşlarının sevgililerine asla yan gözle bakmaz onları kardeş bilir. Arkadaşlarına daha bi kez olsun ''yahu yok mu yengenin bir tanıdığı falan bana da bi tane ayarlasanız ölür müsünüz'' dediği duyulmamıştır. Yalnızlığı üzerine elbise yapmış ve onu kabullenmiştir adeta. Belki de mahalleden, ilk ve tek aşkı yıllar önce ölmüştür kimbilir...

Belki de bir gönül yarası vardır derinlerde istemiş ama kavuşamamıştır. Bilemeyiz bunu. Bize asla anlatmaz. Ne de olsa yardımcı oyuncudur ve seyirci esas oğlanla- esas kızla ilgilidir.

Kısacası Süleyman Turan Sevimli, her şeyi çözmüş gülüşüyle herkesin mutlaka tanıması ve kaybetmemesi gereken candan dosttur. O hiç bir zaman kaybetmemistir aslında, gönlümüzü kazanmıştır.

90 lar


- numaralı futbolcu kartlarıyla pişti oynamak
- kolayı o depozitolu cam şişelerde içip bakkala şişeyi geri vermek
- super mario'da prensesi kurtarmak için debelenmek
- şirinlerde idöl seçmek
- ayı yogi, sukubiduu ve hileci çete'nin yarışlarını izlemek
- pazardan solo zeka testi almak
- sabah şekerleri murat başoğlu ve şebnem dönmez'in didişmelerini izlemek
- kames topla top patlayana kadar istop oynamak
- leblebi tozu yerken boğulma tehlikesi atlatmak

uzayıp gider bu devam edilecektir zaten. Ucundan azcık dokundum...

Bir Suphi Kaner vardı



sinema oyuncusu. 1933 yılında, istanbul'da doğmuştur. ilk filmi olan, korsan'da 1957 yılında oynamıştır. daha sonra, yanık ömer, cici katibem,güneş doğmasın, vatan fedaileri, kabadayılar kralı,aramıza kan girdi, ayşecik ateş parçası, küçük hanımın şoförü, bahriyeli ahmet filmlerinde oynamıştır. 1963 yılında, kanser olduğunu öğrenince intihar ederek, hayatına son vermiştir.

çocukluğun siyah beyaz trt zamanlarında rol aldığı filmlere bakıp yüzündeki hüznü keşfederdik. ''şimdi ne yapıyor nerelerdedir?'' diye sorduğumda eskileri bilen bir ihtiyar neşemi bozmuştu verdiği cevapla. '' o adam intihar etti.''

Üzüntüye boğulmak. Ah suphi kaner'in yüzündeki o ifade tarifi namümkün. Bir surat ifadesi düşünün kötüyü de oynatabilirsiniz, iyiyi de... Hiç sırıtmaz. Zengin bir surat...

Kısa bir hayata uzun soluklu izler sığdırabilmek. iç burkuyor suphi kaner. ne zaman rastgelsem içimi burkuyor. Hüzünbaz bir eda, kederli bir neşeyi aksettiriyor seyirciye.

Yazık olmuştur. Bu film böyle bitmemeliydi suphi abi böyle bitmemeliydi. Yazımı yazdığı savunmasıyla bitiriyorum.

''Ben seyircinin karşısında yıllardır fedakar, iyi arkadaş, iyi insan olarak çıktım. benim oynadığım tipler bunlardı. bana onun bunun karısını dikiz ettirip röntgenci rolü verdikleri için işi bıraktım. tazminat davası açacağım. şirketlere 'iş vermeyin' tabirini kullanmaları bir suçtur. bu bir sendika olsaydı, kararlarına hürmet ederdim. ayrıca bana üç defa davetiye gönderdiklerini iddia ediyorlar. bunlardan hiç haberim yok".

yukarıdaki savunmasından bir hafta sonra suphi kaner, yazar ve aktör dostu afif yesari'nin kasımpaşa'daki evinde ölü bulundu. aşırı dozda ilaç alarak canına kıymıştı. cebinden 15 lira çıktı.

1961 Anayasa


Hazır anayasa referandum tartışmaları varken bir anımsayalım istedim.

9 Temmuz 2010 Cuma

Kırmızı Gülün Esrarı


1974 sinema güzeli Melek Ayberk her gün evinin kapısına bırakılan çiçeğin sahibini arıyor.

Saklambaç gazetesinin yarışmasında ''sinema güzeli'' seçildi. Tekel'de çalışan üvey annesi ve postacı olan babası ile samsun'da otururken, yarışmaya gizlice gönderdiği resim sonucunda hayatının akışı değişmişti. Bugün koca İstanbul'da yapayalnız. Çevresine rağmen, çevresindekilerle...